Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

DEM Parti’li Doğan: ‘Yakılan Ateş, Barış Umudunu Harladı’

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi ve barış süreci hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Doğan, “Yakılan ateş, DEM Parti için barış umudunu harladı. Tarihi, başka biçimlerde tekrarını yaşamamak için hepimiz sorumluyuz. Tüm yeteneklerimizi konuşturmamız gereken bir zamandan geçiyoruz” dedi.

DEM Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın mensuplarına açıklama yapan Doğan, MYK gündeminde silah bırakma süreci ve sonrasında yapılacakların ele alındığını belirtti.

Doğan, “Günlerdir yazılanları okuyoruz, herkes ama herkes bu sürecin ivme kazanmasını istiyor. Herkes Türkiye’nin eşit, adil, onurlu, kalıcı bir barışa erişmesini istiyor. Türkiye’nin demokratikleşmesini istiyor. Türkiye’nin daha zengin bir ülke olabilecek imkanlarının, bir an önce bu savaşın son bulmasıyla ortaya çıkmasını arzu ediyor ve bunun için de sorumluluk üstlenmeye hazır” ifadelerini kullandı.

Silahların yakılmasının yalnızca Türkiye için değil, Orta Doğu ve dünya açısından da tarihi bir an olduğunu vurgulayan Doğan, “Çünkü biliyoruz ki yakılarak imha edilen bu silahlar Orta Doğu bir ateş çemberinden geçerken yapılıyor. Dolayısıyla birçok bölgesel etkileri olacak. Bu bölgesel etkileri itibarıyla da bu sürece ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor” dedi.

DEM Parti olarak bu sürecin sorumluluğunun farkında olduklarını belirten Doğan, “PKK’nin feshiyle ve 12 Mayıs kararlarıyla varlık inkarına dayalı silahlı mücadele stratejisi; kendilerinin ifade ettiği üzere, yerini demokratik siyaset stratejisi, barış ve demokratik toplum programı ve bütüncül bir hukuk yaklaşımıyla ifade edilen kavramlara bıraktı” şeklinde konuştu.

‘MUHALEFETE DÖNÜK BASKILARI KABUL ETMİYORUZ’

Sürecin devamında yapılması gerekenlere hep birlikte çalışılması gerektiğini belirten Doğan, “Sürecin siyasal ve hukuksal altyapısını hazırlamaktan çekinmemeliyiz. O gün o metni okuyan KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı olarak ilk ateşi yakan, harlayan kişi Bese Hozat, metni Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak bitirdi ve ‘Biz siyaset yapmak istiyoruz’ diyorlar. Peki nasıl? Bunun hukuki zemini nasıl oluşturulacak? Bunun yasal düzenlemeleri nasıl yapılacak? Tüm bu soruları konuşmaktan da bu sorulara ilişkin hazırlıklar yapmaktan da siyaseten çekinmemeliyiz” dedi.

Doğan, “Kararlılığa, iradeye, cesarete risk almaya ihtiyacımız var ve biz bu riskleri, bu kararlılığı, bu sorumluluğu birlikte üstlenmeye herkesi davet ediyoruz. Bu belirsizlikler giderilmeli. Yine bunu birlikte giderebiliriz. Çatışmaya neden olan eşitsizlikler var. Bunlar ortadan kaldırılmalı. Biz muhalefete dönük baskıları da kabul etmiyoruz. Biz Türkiye siyasetinde kurucu bir özneyiz. Hiç kimseye dönük haksızlığı kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖRGÜT KENDİSİNİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TALEP EDİYOR’

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Doğan, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın, örgütün Öcalan’ın özgürlüğünü istediğini dile getirmesiyle ilgili olarak şunları söyledi:

“Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullara ilişkin bizim tavrımız da son derece net. Bu tartışmasız bir konu. Ama ikinci video mesajda Öcalan kendi durumuyla ilgili, toplumun özgürlüğünden bahsediyor. ‘Toplum özgürleştiğinde birey de özgürleşir’ diyor. Ben böyle yanıt vermiş olayım. Tüm bu antidemokratik uygulamalar bitmeli. Tabii ki İmralı’daki statü artık bu şekilde sürdürülmemeli. İmralı’da birtakım görüşmeler gerçekleştirdiğini yine kendisi ifade ediyor ikinci video mesajında, oldukça net bir biçimde kendisine dönük tartışmalara ilişkin ifadesi belli ama evet örgüt, kendisinin fiziki özgürlüğünü ilk günden bu yana talep ediyor ve bu sadece kurucu önderi olduğu örgütün isteği değil. Biz sahada bu istekle karşılaşıyoruz. Bu taleple karşılaşıyoruz. Ama kendisi buna doğrudan cevap vermiş.”