Türkiye’den Yatırım Atağı: 282 Milyar Dolarlık Başarı
İstanbul – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen Yatırım Danışma Komitesi toplantısında Türkiye’nin yatırım alanındaki başarılarını ve hedeflerini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptığı açıklamada, “1973-2002 arası 30 yıllık dönemde yalnızca 15 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye, 2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla 2003’ten bu yana toplamda 282 milyar dolarlık yatırım çekmiştir. Burada yapılacak görüşmeler, Türkiye’nin yatırımcılar açısından güvenilir, öngörülebilir ve rekabetçi bir merkez olma konumunu pekiştirirken geleceğe dair vizyonumuzu da şekillendirecektir. Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda ‘Yatırımın Yüzyılı’ kılma hedefimizde, sizlerin önerilerini yol gösterici bir pusula olarak görüyoruz” dedi.
Uluslararası Şirketler Türkiye’de Buluştu
Toplamda 11 ülkeden 30’dan fazla uluslararası şirketin üst düzey yöneticileri ve iş dünyası temsilcilerinin ‘Küresel Tedarik Zincirleri’ ve ‘Dijital Yatırımlar’ başlıklarında görüş ve önerilerini paylaştığı Yatırım Danışma Komitesi toplantısına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın başkanlık ettiği toplantıya Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu’nun yanı sıra iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Rekor Yatırım Rakamları
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yatırım performansına ilişkin çarpıcı veriler paylaştı:
“2024 yılında uluslararası doğrudan yatırım girişi 11,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2025’in ilk yedi ayında ise 8,4 milyar dolara ulaşılmış, yıllıklandırılmış girişler 13,8 milyar dolar ile son yılların zirvesine çıkmıştır. 2002’de uluslararası sermayeli şirket sayısı 5 bin 600 iken, bugün ülkemizde bu profilde 87 bine yakın şirket bulunmaktadır.”
Ekonomik Hedefler ve Büyüme Projeksiyonu
Yılmaz, ekonomik program kapsamında önemli hedefler açıkladı:
“Haziran 2024’ten bu yana kesintisiz bir dezenflasyon süreciyle enflasyonu 42 puan düşürdük. Hedefimiz kararlı mücadelemizi sürdürerek 2026 da yüzde 20 nin altında, 2027 ve sonrasında tek haneli seviyelerle enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek. 2024 yılında ekonomimiz yüzde 3,3 büyüdü ve 2025’te de aynı oranı korumayı bekliyoruz.”

Milli Gelir ve İhracat Hedefleri
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, 2028 yılına kadar olan hedefleri şöyle sıraladı:
“2025 yılı sonunda milli gelirimizin ilk kez 1,5 trilyon doları aşması, kişi başına düşen gelirimizin 17 bin doların üzerine çıkması ve ülkemizin Dünya Bankası sınıflandırmasına göre ilk kez yüksek gelirli ülkeler grubuna dahil olmasını bekliyoruz. 2028 sonunda ihracatımızın 300 milyar doların üzerinde olmasını, hizmet ihracatımızın ise 150 milyar doları aşmasını bekliyoruz.”
Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Yatırımları
Yılmaz, dijital yatırımların önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bugün dünyada rekabetin en kritik alanı dijitalleşmedir. Türkiye, genç ve dinamik nüfusu, güçlü mühendislik kapasitesi ve hızla gelişen teknoloji ekosistemiyle yeni nesil dijital yatırımlar için cazip bir teknoloji üssü olarak konumlanmaktadır. Bu kapsamda, 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, ülkemizin dijital ekonomide liderliğini pekiştirmek için yapay zeka, yarı iletkenler, batarya teknolojileri, biyoteknoloji ve yeşil enerji gibi kritik alanlarda hedefler ortaya koymaktadır.”

Küresel Tedarik Zincirlerinde Türkiye’nin Rolü
Yılmaz, Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerindeki konumunu şu sözlerle değerlendirdi:
“Türkiye son 10 yılda küresel tedarik zincirleriyle doğrudan bağlantılı 539 yatırım projesi çekerek, benzer konumdaki ülkelerle kıyaslandığında öne çıkmış; küresel şirketler için güvenilir, sürdürülebilir ve yenilikçi bir tedarik ortağı olduğunu açıkça göstermiştir.”
Toplantı, basına kapalı olarak devam ederken, pandemi sonrası dönem, iklim krizi ve jeopolitik kırılmaların küresel tedarik zincirlerinde ortaya çıkardığı etkiler, güvenilir üretim ve lojistik ortaklarının önemi ele alınacak başlıklar arasında yer aldı.

