Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, TBMM’de Yeni Yol Partisi’nin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Arıkan, “Hem Selahattin Demirtaş’ın hem Can Atalay’ın hem adalet arayan askeri okul öğrencilerinin hem Osman Kavala’nın hem de KHK’lıların mağduriyetlerinin giderilmesi bir lütuf değil, hukukun gereğidir” dedi.

Komisyon Çalışmalarına Eleştiri
Arıkan, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına kaygı duymalarına rağmen destek verdiklerini belirtti. Ancak komisyon çalışmalarına ilişkin ciddi eleştirilerde bulunan Arıkan, “Yapılan komisyon toplantılarında iktidar cenahından bizimle paylaşılan umudumuzu artıran yeni bir bilgi yoktur, ne hedeflendiğini gösteren somut bir plan yoktur, varılmak istenen noktaya dair bir yol haritası yoktur” ifadelerini kullandı.
Mahkeme Kararlarına Rağmen Gelişme Yok
Saadet Partisi Genel Başkanı, süreçte yaşanan sorunlara dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu süreçte; Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararlarına rağmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına rağmen tutuklu ve hükümlülerle ilgili bir gelişme olmadı.”
Mağdur Kesimlerin Sorunları
Arıkan, komisyon çalışmalarında birçok mağdur kesimin sorunlarının ele alınmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Sefalete mahkum edilen, grev hakları ellerinden alınan, emekçilerin, emeklilikten sonra ucuz iş gücü olarak çalışmak zorunda kalan emeklilerin, bir taban maaşı olmayan özel eğitim öğretmenlerinin, adalet arayan KHK’lıların, tutuklu askeri okul öğrencilerinin, kürsülerine kavuşmak isteyen barış akademisyenlerinin, can güvenliğinden endişe eden kadınların, kokarcadan, dondan ve kuraklıktan etkilen çiftçinin, şap hastalığıyla ilgili sesini bir türlü duyuramayan hayvan üreticisinin esamesi bile okunmadı, sesleri yine duyulmadı.”
Hukuki Zemin Oluşturulamadı
Arıkan, komisyon çalışmalarının beklentileri karşılamadığını vurgulayarak, “Biz, ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik, Demokrasi’ derken, bu kesimlerin sorunlarının dile gelmesini, çözümlerin konuşulmasını bekliyorduk. Fakat geçen bir yıl içinde ne bu meseleler samimiyetle ele alındı ne de sürece dair hukuki bir zemin oluşturuldu” dedi.
Adaletin Tehir Edilmesi
Son olarak Arıkan, “Bir taraftan hukuki boyutu tartışmalı bir süreç yaşanırken diğer taraftan Anayasamızın ve uluslararası hukukun gereklerine rağmen tehir edilen adaletin tanıkları olduk” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
