AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Kültür ve Sanat Politikaları Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Kütüphane Sohbetleri’ programında önemli açıklamalarda bulundu.

Siyasetin Doğası Üzerine Önemli Tespitler
Çelik, siyasetin doğasına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Siyaset, ideolojik bir kalıba sıkışmamalıdır, dünyaya açık olmalıdır; ama belli bir siyasi fikir temelinde yapılmalıdır” dedi.
AK Parti’nin siyasi kimliğine ilişkin açıklamalar yapan Çelik, “AK Parti kendisine niye ‘muhafazakar demokrat’ dedi. Siyasi bilginin çekirdeği budur AK Parti’de. AK Parti’nin muhafazakarlığı siyasal bir muhafazakarlık değildir. AK Parti’nin muhafazakarlığı kültürel bir muhafazakarlık” ifadelerini kullandı.
Gazze’deki İnsanlık Dramına İlişkin Sert Eleştiriler
Çelik, Gazze’de yaşanan insanlık dramına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu: “Siyonist katliamcılar, soykırım şebekesi, yapay zekayı kullanarak Gazzeli masum sivillerin bulunduğu yerleri tespit ediyor ve onları öldürmek için kullanıyor. Bunun arkasında da başka bir paradigma var. Ahlaktan koptuğu için diyor ki ‘Bu Gazzeli çocuk, yarın bir gün büyüyünce terörist olacak. Onun için bizim bunları öldürme hakkımız var’ diyor.”
Türkiye’nin savunma teknolojilerine yaklaşımını da değerlendiren Çelik, “Biz elimizdeki İHA ve SİHA bilgisiyle bunu masumları öldürmek için kullanmıyoruz. Tam tersine masumları öldürmek isteyen teröristleri bertaraf etmek için, yani masumların hayatını kurtarmak için bunları kullanıyoruz” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın BM’deki Tarihi Sözlerini Hatırlattı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de söylediği ‘dünya beşten büyüktür’ sözlerini hatırlatan Çelik, “Çok iyi hatırlıyorum o zaman. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda çok soğuk bir rüzgar esmişti. Çünkü çok çarpıcı; ama kimse bunu söylemeye cesaret edemiyor. Yıllar içerisinde her Birleşmiş Milletler toplantısında, Cumhurbaşkanımız bunu ifade ettikçe baktık ki buna katılan insan sayısı artmaya başladı” dedi.
Medya Çarpıtmalarına Sert Tepki
Medyanın haber dilindeki çarpıtmalara da değinen Çelik, şu çarpıcı örneği verdi: “Diyelim ki bir İsrail askeri öldürüldü. Onu nasıl haber yapıyorlar? ‘El-Kassam Tugaylarından şu kişi bunu şöyle şöyle öldürdü’. Peki, bir Filistinli öldürüldüğü zaman nasıl haber yapılıyor? ‘Refah bölgesinde bir Filistinli hayatını kaybetti.’ Faili meçhul gösteriliyor. Filistinli kendi vatanını savunduğu zaman saldırgan oluyor. Ama İsrailli soykırım yaptığı zaman İsrail’in kendini savunma hakkından bahsediyor.”
Çelik, bu durumu “Bugün bu ‘savunma hakkı’ cümlesinin altına soykırım yapma hakkı yerleştirilmiştir” sözleriyle eleştirdi.
Vesayet Dönemine Eleştirel Bakış
Vesayet dönemine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çelik, “Vesayet zamanlarında sistematik bir biçimde Meclis’in aşağılandığını, siyasetçilerin aşağılandığını, onun yerine otoriter kesimlerin yüceltilmeye çalışıldığını” ifade etti.
Çelik, o dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “muhtar bile olamaz” şeklindeki ifadelerin bir haber değil, temenni olduğunu belirterek, medyanın dilindeki bu çarpıklığa dikkat çekti.
