Nöbetçi Eczaneler
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD eski Başkanı Donald Trump’a tarihi bir diyalog çağrısında bulunarak iki ülke arasındaki gerilimli ilişkilerde yeni bir sayfa açma ihtimalini gündeme getirdi.
Maduro’dan Trump’a Doğrudan Mesaj
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, Trump’ın kendisiyle ilgili “Bunun nasıl sonuçlanacağını göreceğiz, onlar konuşmak istiyorlar” sözlerine atıfta bulunarak önemli bir mesaj verdi.
“Bu ülke barış içindedir, barış içinde olmaya devam edecek ve ABD’den Venezuela ile kim görüşmek isterse, yüz yüze hiçbir sorun olmadan diyalog kuracağız” diyen Maduro, diyalog kapısının açık olduğunu vurguladı.
“Konuşmak İsteyen Herkes Bizi Burada Bulacak”
Maduro, diyalog çağrısını şu sözlerle sürdürdü: “Konuşmak isteyen herkes bizi burada bulacaktır. Sözünün arkasında duran, dürüst bir halkla karşılaşacaktır. Ancak 50 bin askerle yıkıcı bir planla gelen herkes, tüm şehirde bir savaşla karşı karşıya kalır.”
İngilizce Barış Mesajı
Maduro, Trump’a yönelik barış çağrısını İngilizce olarak da tekrarlayarak uluslararası kamuoyuna mesaj verdi: “Burada izin verilmeyen tek şey Venezuela’nın Hristiyan halkının bombalanması ve katledilmesidir. Buna asla izin verilmez. Diyalog, bunu İngilizce söyledim ve her zaman tekrarlıyorum. İngilizce nasıl denir? ‘Yes to peace; no to war. Never, never war’ savaşa hayır, diyalog, diyalog.”
Trump’ın Kariyeri İçin Uyarı
Maduro, ABD’nin Venezuela’ya askeri müdahalede bulunması halinde Trump’ın siyasi kariyerinin sona ereceği uyarısında bulundu: “Bu, onun liderliğinin ve isminin siyasi olarak sonu olur. Onu kışkırtıyorlar ve provoke ediyorlar.”
Askeri Hazırlık Vurgusu
Venezuela lideri, ABD’nin ülkesini hedef alan muhtemel bir askeri müdahalesini göz ardı etmediklerini belirterek, askeri birliklerin her türlü senaryoya hazırlıklı olduğunu açıkladı. Bu açıklama, Venezuela’nın hem diplomatik çözüm hem de savunma hazırlığı konusunda iki yönlü bir strateji izlediğini gösteriyor.
Maduro’nun bu tarihi diyalog çağrısı, iki ülke arasındaki yıllardır süren gerilimli ilişkilerde potansiyel bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.