Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Binali Yıldırım’dan Kritik Açıklama: ‘Deniz Hukuku Sözleşmesinde En Büyük Sorun Adalar Denizi ve Kıbrıs Meselesidir’

Binali Yıldırım, Düzce’deki deniz hukuku sempozyumunda Türkiye’nin deniz politikalarını açıkladı: ‘Adalar Denizi ve Kıbrıs meselesi en büyük sorun’

Binali Yıldırım, Düzce'deki deniz

DÜZCE’de düzenlenen 1. Uluslararası Deniz Hukuku ve Teknolojileri Sempozyumu’na katılan Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı ve eski Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin deniz hukuku politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Binali Yıldırım Deniz Hukuku Sempozyumu

Türkiye’nin Deniz Hukuku Stratejisi

Yıldırım, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, etkinliğin Düzce’de yapılmasının iki önemli nedeninin Akçakoca açıklarındaki Sakarya/Akçakoca doğalgaz sahaları ve Rektör Nedim Sözbir’in denizcilik geçmişi olduğunu belirtti. Barbaros Hayrettin Paşa’nın “Denizlere hakim olan cihana hakim olur” sözünü hatırlatan Yıldırım, dünya taşımacılığının yüzde 90’ının denizler üzerinden yapıldığını vurguladı.

1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi ve Türkiye’nin Konumu

Sempozyumun ana başlıklarından uluslararası deniz hukukuna değinen Yıldırım, 1982 tarihli sözleşmeye Türkiye’nin taraf olmama nedenini şöyle açıkladı:

“Bu sözleşmeye ABD de taraf değil, Türk devleti de taraf değil. ABD imzalamış ama taraf olmamış. Denizin dibinde çok büyük kaynaklar var, nadir elementler var. ABD bunları kendi mülkü gördüğü için, paylaşmak istemediği için taraf olmamış. Biz de taraf değiliz. Bizim hassasiyetimiz nedir? Bizim hassasiyetimiz adalar denizidir.”

Binali Yıldırım Deniz Hukuku Açıklamaları

Adalar Denizi ve Kıbrıs Meselesi

Yıldırım, adalar denizinin özel yapısına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Adalar denizi, öyle bir yapıya sahip ki deniz hukuku sistemine göre bu anlaşmaya taraf olsak, İstanbul’dan Çanakkale’den çıkıp, Fethiye’ye giderken hep uluslararası sulardan geçmemiz lazım. Kendi deniz sahamız kalmıyor. Adaların denizle iç içe bulunduğu bir coğrafyadayız.”

Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

“Deniz hukuku sözleşmesinin uygulanmasında bizim için en büyük sorun adalar denizi ve Kıbrıs meselesidir. Yunanistan ile bizim tezimiz farklı. Biz sözleşmeye taraf değiliz, burada yapılacak dayatmalar bizi bağlamaz diyoruz. Sözleşme hükümleri denizcilik teamülüdür. ‘Taraf olsa da olmasa herkes uymak zorundadır’ diyor.”

Türkiye’nin Uluslararası Deniz Politikası

Yıldırım, Türkiye’nin uluslararası deniz politikasındaki duruşunu şu sözlerle özetledi:

“Açık deniz serbestliğini sahipleniyoruz. Açık denizler aslında herkesin malıdır. Herhangi bir ülke tek başına hak iddia edemiyor. Transit geçişler, masum geçişler. Bununla ilgili deniz hukuku sözleşmesine tabiyiz. Boğazlar, Montrö Sözleşmesi’ne göre ve oradaki maddeler çok farklı.”

Yıldırım, denizlerdeki kaynakların kullanılması ve su yüzüne çıkarılması gibi konularda kısa vadede uzlaşma olacağı kanaatinde olmadığını da sözlerine ekledi.