Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 2026 yılı için belirlenen asgari ücreti ağır şekilde eleştirerek, bu rakamın işçi ve emekçiyi açlığa mahkum etmek anlamına geldiğini söyledi. Özdağ, “İşçiye, emekçiye reva görülen bu ücret; ‘İşçinin, emekçinin, aç bırakılmasına karar verdik’ demektir” ifadelerini kullandı.

“Asgari Ücret Artık Başlangıç Ücreti Değil”
Edirne’de basın mensuplarıyla bir araya gelen Özdağ, konuşmasında asgari ücretin Türkiye’deki işleyişine dikkat çekti. “Çünkü asgari ücret Türkiye’de başlangıç ücreti olmaktan çıkmış, yaklaşık 10-11 milyon işçi için uygulanan genel ve standart ücret haline gelmiştir” diyen Özdağ, Kasım 2025’teki açlık sınırının 29 bin 878 lira olduğunu hatırlatarak, 28 bin 75 liralık yeni rakamın bunun altında kaldığını vurguladı.

Emekliler İçin de Sert Eleştiri
Özdağ, sadece çalışanları değil, emeklileri de ilgilendiren bir soruna işaret etti. “Bununla birlikte en düşük emekli aylığında asgari ücretin bile uygulanmaması 16 milyon emekli, dul ve yetimi inanılmaz bir açlığa terk edildiğini göstermektedir” şeklinde konuştu.
2026 Bütçesine İlişkin Çarpıcı Tespit
Zafer Partisi Genel Başkanı, TBMM’den geçen 2026 bütçesini de değerlendirdi. Özdağ, “Meclis’ten geçen 2026 bütçe yasasına göre toplam öngörülen harcama miktarı 19 trilyon; tahmin edilen gelir ise 16,2 trilyondur. Yani daha bütçe uygulamaya konulmadan 2,8 trilyon bir bütçe açığı olduğu görülüyor” dedi.

“En Büyük Faiz Lobisi Savunucusu AK Parti”
Bütçedeki faiz ödemelerine de değinen Özdağ, sert bir çıkış yaptı: “Diğer yandan bütçe açığı kadar; yani 2,8 trilyon faiz ödemesi yapılacak. Her fırsatta faize karşıyız diyorlar ama en büyük rantiye yanlısı, faiz lobisi savunucusu iktidar AK Parti iktidarıdır.”
Çözüm Önerisi: 2026’da Erken Seçim
Ümit Özdağ, mevcut tablodan çıkış yolunu ise erken seçim olarak gösterdi. “Türkiye için en hayırlısı, bir an önce sandığın Türk milletinin önüne konması ve 2026 yılı içerisinde yapılacak bir erken genel seçimdir” diyen Özdağ, sözlerini şöyle tamamladı: “Ana temennim, yeni yılda milletimizin demokratik tercihini ortaya koyup, Zafer Partisi iktidarıyla Türkiye’mizin en seri ve dinamik şekilde AKP hükümetlerinin yol açtığı hasarların onarımına başlanmasıdır.”

