Nöbetçi Eczaneler
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı ‘Alo 170’ hattında çalışan bir personelin, eski eşinin maaş ve kişisel verilerini sorgulamasıyla başlayan dava, istinaf mahkemesinden şaşırtıcı bir beraat kararıyla sonuçlandı. Mahkeme, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına hükmederken, mağdur eski eş ve avukatı kararı Yargıtay’a taşıyacaklarını açıkladı.
Nafaka Davası İçin 374 Kez Sorgulama İddiası
Harita mühendisi Ümit B. ile S.Ç. çifti 2015 yılında boşandı. Taraflar arasında velayet ve nafaka davası devam ederken, Ümit B., eski eşinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesindeki ‘Çalışma Hayatı İletişim Merkezi Alo 170’te çalışmasını fırsat bilerek, kendisine ait kişisel verilere eriştiğinden şüphelendi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığı başvuru sonucunda, 2019-2022 yılları arasında kendi bilgilerinin 374 kez sorgulandığını öğrendi.
Ümit B., eski eşi S.Ç. hakkında ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak’ suçundan dava açtı. İddiaya göre S.Ç., eski eşinin maaş bilgileri, adres kayıtları, hastane bilgileri ve çalıştığı işyerleri gibi tüm kişisel verilerine erişmiş ve bu bilgileri aralarındaki nafaka davasında kullanmıştı.
İlk Derece Mahkemesi Hapis Cezası Verdi
Çaycuma 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık S.Ç., savunmasında eski eşiyle 2019’da görüştüklerinde, onun bilgisi ve rızasıyla maaş bilgilerine baktığını ileri sürdü. Ancak mahkeme, sanığın eski eşinin kişisel verilerinden olan maaş bilgilerine erişerek, nafaka davası dosyasına sunulmasını sağladığına hükmetti. Mahkeme, S.Ç.’ye takdir indirimi uygulayarak 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezası verdi.
İstinaf Mahkemesi: “Suçun Yasal Unsurları Oluşmamıştır”
Kararı temyiz eden S.Ç.’nin dosyasını inceleyen Sakarya Bölge İdare Mahkemesi (İstinaf), beklenmedik bir karara imza attı. İstinaf mahkemesi, mağdurun maaş bilgileri gibi verilerin, hem sanık hem de nafaka davasını gören mahkeme açısından ‘gizli veriler’ olmadığını belirtti. Mahkeme, “Bu verilerin dosya arasına alınması adına hareket eden sanığın suç kastı ile hareket ettiğinin kabul edilemeyeceğini” ifade ederek, atılı suçun manevi unsurunun tamamlanmadığını değerlendirdi.
Bu gerekçeyle istinaf mahkemesi, “atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle sanık S.Ç.’nin beraatine karar verdi.
Mağdur ve Avukatı Kararı Yargıtay’a Taşıyacak
Beraat kararı, mağdur Ümit B. ve avukatını şaşkına çevirdi. Ümit B., “Benim vicdanıma uymayan bir karardı. Yargıtay’a başvuracağız. Hala devam eden mal paylaşımı davamız var” diyerek tepkisini dile getirdi.
Ümit B.’nin avukatı Muhammet Erçorumlu ise kararı eleştirerek şunları söyledi: “3 yıllık süre zarfında 374 kez bu eylemin gerçekleşmiş olması, suç işleme kastının aslında yoğun olduğunu gösteriyor. Esasen bu hakkaniyete aykırı da bir durum. Sonuçta bu şahısların suç işlemeye yönelik cesaretini artıracak bir tutum kesinlikle. Bu noktada bizim hukuk mücadelemiz devam edecek. Yargıtay yolu açık, temyiz başvurumuzu yapacağız.”
Olay, kamu kurumlarında çalışan personelin yetkilerini kötüye kullanması ve kişisel verilerin korunması konusundaki hassasiyeti bir kez daha gündeme getirdi. Davanın son kararı için Yargıtay süreci bekleniyor.