Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelmek üzere havalanan askeri kargo uçağının Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşmesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Uçak Kazasının İncelenmesi Gerekiyor
Arıkan, “Bu elim kazanın kesin nedeni kamuoyunda hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde titizlikle incelenmeli ve neticeleri milletimizle paylaşılmalıdır” dedi.
TBMM’de Saadet, Gelecek ve DEVA partileri milletvekillerinden kurulu Yeni Yol Partisi’nin grup toplantısında konuşan Arıkan, “Kazanın hemen ardından ortaya atılan birtakım vahim iddialar, bir an önce aydınlatılmalıdır. Bunların başında uçağın eski olması hususu var. Uçağın 1963 yılından itibaren kullanıldığı ve Suudi Arabistan’dan ikinci el olarak alındığı iddiası doğru mudur?” ifadelerini kullandı.
Arıkan, “Kahraman askerlerimizin, eski ve bakımsız olduğu söylenen bir uçakla uluslararası yolculuk yapması izaha muhtaçtır. Enkaza el koyan, kaza kırım ekibinin yapacağı incelemeler sonucunda ortaya çıkacak raporun kamuoyuna açıklanması bir zaruriyettir” şeklinde konuştu.
Papa’nın Ziyareti Şüpheyle Takip Ediliyor
Papa 14’üncü Leo’nun Türkiye’ye yapacağı ziyaretle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Arıkan, “Bölgeye dahil olma niyetinde olan yeni aktörler sahnede. Bu bağlamda, Papa 14’üncü Leo’nun İznik Konsili’nin 1700’üncü yılı münasebetiyle yapacağı İznik ziyaretini ve kamuoyuna yansımalarını dikkatle, şüpheyle takip ediyoruz” dedi.
Arıkan, “İznik’te yeni Vatikan mı kuruluyor? İznik’te büyük bir hac organizasyonuna imkan verecek bir dini turizm yatırımı teklifinin gündeme gelmesi, ülkemizin tarihi ve kültürel mirası üzerinde kimin söz sahibi olacağı meselesini yeniden tartışmaya açmaktadır” ifadelerini kullandı.
Egemenlik Vurgusu
Türkiye’nin inançların ve medeniyetlerin kesişim yeri olduğunu belirten Arıkan, “Ancak hiçbir dış aktörün, özellikle de devlet-dini otorite karışımının güçlü olduğu bir yapının, bizim egemenlik alanımız içinde ayrıcalıklı bir konum elde etmesine kayıtsız kalamayız. Bu mesele, sadece ekonomik getiri veya turizm potansiyeli üzerinden tartışılamaz” dedi.
Arıkan sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer planlanan bölge, uluslararası dini otoritenin özel hukuki statüye sahip bir alanı gibi düşünülüyorsa, bu Türkiye’nin egemenlik alanına doğrudan temas eden kritik bir konudur. Bu nedenle konu açık, şeffaf ve kamuoyuna hesap verebilir biçimde tartışılmalıdır.”
