Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakan Şimşek’ten Ekonomide Güven Mesajı: CDS Primi 6 Yılın En Düşük Seviyesinde!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin risk priminin (CDS) 2018 Mayıs’ından sonraki en düşük seviyeye gerilediğini açıkladı.

Hazine ve Maliye Bakanı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin risk primi olarak bilinen CDS (Kredi Temerrüt Takası) oranlarında önemli bir iyileşme yaşandığını duyurdu. Bakan Şimşek, uygulanan ekonomi programının finansal istikrarı güçlendirdiğini ve dış finansman maliyetlerini düşürdüğünü vurguladı.

CDS Primi 2018’den Sonraki En Düşük Seviyede

Bakan Şimşek, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Risk primimiz (CDS) 2018 yılı Mayıs ayından sonraki en düşük seviyesine geriledi” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Türkiye ekonomisine yönelik uluslararası yatırımcı güvenindeki artışın somut bir göstergesi olarak yorumlandı.

Şimşek, yaşanan bu olumlu gelişmenin arkasındaki temel etkeni şu sözlerle açıkladı: “Uyguladığımız program sayesinde güçlenen finansal istikrar bu iyileşmede etkili olurken dış finansman maliyetlerimiz de önemli ölçüde azaldı.”

Ekonomi Politikalarının Etkisi

CDS primi, bir ülkenin borcunu ödeyememe riskinin göstergesi olarak kabul edilir ve prim ne kadar düşükse, ülkenin kredi riskinin de o kadar az olduğu anlamına gelir. 2018 yılı Mayıs ayından bu yana görülen en düşük seviyeye gerileyen CDS primi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uyguladığı mali disiplin ve enflasyonla mücadele odaklı politikaların uluslararası piyasalarda olumlu karşılandığını gösteriyor.

Bu gelişme, Türkiye’nin uluslararası piyasalardan borçlanma maliyetlerinin düşmesine de katkı sağlayacak. Daha düşük risk primi, devlet tahvili ve Eurobond ihraçlarında daha uygun faiz oranları anlamına gelerek, kamu maliyesi üzerindeki yükü hafifletebilir.

Ekonomi çevreleri, Bakan Şimşek’in bu açıklamasını, son dönemde uygulanan geleneksel politikalara dönüş ve kurumsal reform taahhütlerinin bir sonucu olarak değerlendiriyor. Piyasa gözlemcileri, sürdürülebilir mali politikalarla bu olumlu eğilimin devam etmesinin, Türkiye ekonomisinin orta vadeli görünümü için kritik önem taşıdığını belirtiyor.