Tarihi Açılışta Medeniyet Vurgusu
İSTANBUL – Topkapı Sarayı Saat Müzesi’nin açılış töreninde konuşan Emine Erdoğan, “Bugün zamanı ölçmeyi zarif bir sanata dönüştüren medeniyetimizin zevkiselimine ve hayat felsefesine şahit olacağımız bir yolculuğa çıkıyoruz. Eminim ki bu müze, yurt içinden ve dünyanın dört bir yanından gelen tarih meraklıları ve sanatseverler için güçlü bir cazibe merkezi olacaktır” dedi.

Protokol ve Sanat Dünyasından Yoğun Katılım
Topkapı Sarayı Saat Müzesi’nin açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törene Emine Erdoğan’ın yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yazar Sadettin Ökten, hattat Mehmet Özçay, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören ile kültür, sanat ve akademi dünyasından birçok isim katıldı.

Osmanlı Kültürünün Ender Koleksiyonu
Topkapı Sarayı’nda düzenlenen ‘Topkapı Sarayı’nda Zaman ve Sanat’ programında konuşan Emine Erdoğan, sarayın Osmanlı kültürüne, sanatına ve manevi kimliğine ışık tutan ender koleksiyonlarıyla benzersiz bir yer olduğunu söyledi. Müzenin son derece titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bugün zamanı ölçmeyi zarif bir sanata dönüştüren medeniyetimizin zevkiselimine ve hayat felsefesine şahit olacağımız bir yolculuğa çıkıyoruz. Eminim ki bu müze, yurt içinden ve dünyanın dört bir yanından gelen tarih meraklıları ve sanatseverler için güçlü bir cazibe merkezi olacaktır” diye konuştu.

Milli Saraylar’a Teşekkür
Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız’ın şahsında başkanlığın tüm mensuplarını tebrik eden Emine Erdoğan, emeği geçen herkese şükranlarını sundu. Her müzenin bir medeniyet vitrini olduğunu belirten Erdoğan, “Müzeler, bize kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi, uzun tarihsel yolculuğumuz içindeki yerimizi anlatır. Hayata ve dünyaya doğru bir perspektiften bakmamıza imkan verir. Kimi zaman bir antik dönem mozaiği, kimi zaman sedef kakmalı ahşap bir yazı masası, kimi zamansa asırlara meydan okumuş bir el yazması, insanlığın büyük hikayesinin satırları olur” ifadelerini kullandı.

Müzeler Kamu Diplomasisinin Merkezi
Emine Erdoğan, müzelerin aynı zamanda birer kamu diplomasisi merkezi ve ülkelerin yumuşak gücünün sembol mekânları olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin doğusundan batısına birçok medeniyetin izlerini taşıyan topraklar üzerinde bulunduğunu söyledi.
Müzecilik Anlayışında Büyük Değişim
Erdoğan, son yıllarda müzecilik anlayışında büyük bir değişim yaşandığını vurgulayarak, “Müzeler yaşayan mekânlar haline geldi, ziyaretçi sayıları arttı. Bu da bize tarihimizi ve kültürel mirasımızı dünyaya çok daha iyi tanıtabilmemiz için önemli bir fırsat tanıyor. İşte burada sergilenen eserler de bu mirasın ihtişamını gözler önüne seren örneklerden biridir” dedi.

Dünyada Eşi Benzeri Olmayan Parçalar
‘Şunu büyük bir mutlulukla ifade ediyorum ki Topkapı Sarayı Saat Koleksiyonu, dünya saatçilik tarihinin en değerli hazinelerinden biri olarak değerlendiriliyor’ diyen Erdoğan, “Yaklaşık 380 eserin içinde dünyada eşi benzeri olmayan parçalar var. Hanedan mensuplarının saatleri, diplomatik hediyeleşmeyle gelen saatler ve saray atölyelerinin üretimleri, koleksiyona oldukça seçkin bir hüviyet kazandırıyor. Her bir parçada sanatın zarafetiyle, zanaatın maharetinin eşsiz buluşmasını müşahede ediyoruz. Saatçilik geleneğimizin ve dönemin ince el sanatlarının izini sürüyoruz. Osmanlı kuyumculuğunun ve süsleme sanatlarının birleştiği saat kasalarının güzelliği, insanı gerçekten de kendine hayran bırakıyor. Bu miras, dünyanın en prestijli müzelerinde bile rastlanmayacak bir niteliktedir” ifadelerini kullandı.

Zamanın Felsefi Boyutu
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır” sözünü hatırlatan Erdoğan, zamanın insanın her dönem yeniden tanımladığı, farklı anlamlar yüklediği ve etrafında kültür oluşturduğu bir sır olduğuna değindi.
Bambaşka Zaman Kültürleri
Zamanla güneşin gölgesini izleyerek kurdukları ilişkinin su saatlerinden kum saatlerine, köstekli saatlerden duvar saatlerine, kol saatlerinden dijital saatlere uzanan bir serüvenle devam ettiğini belirten Emine Erdoğan, bugün fiziksel saatlerin gündelik yaşamdaki varlığının giderek azaldığına dikkat çekti. Erdoğan, “Bu koleksiyondaki her bir eser, bize bambaşka bir zaman kültürünü gösteriyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun zaman algısını, diplomatik ilişkilerde saatin oynadığı rolü ve estetiğin hayattaki merkezi konumunu anlatıyor. Dolayısıyla bu saatler, yalnızca bir geçmiş zaman eşyası değil, üretildikleri dönemde hayatın nasıl düzenlendiğini anlatan tarihi kaynaklardır” dedi.

Zamana Saygının İfadesi
Saat kasalarının üzerindeki sanatın, becerinin olduğu kadar zamana gösterilen saygının da bir ifadesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Eğer bugün zaman çok hızlı akıyor ve 24 saat bize yetmiyorsa, bunun sebebi hayatla kurduğumuz ilişkinin değişen biçimidir. Oysa Osmanlı’da yetişen büyük Mevlevi saat ustalarının elinden çıkan saatler, bize sadece zamandan değil iç dünyamızdan da haber verir. Yelkovanın, akrebin, çarkların, zembereğin ahenkli dönüşleri, bize sabrı, edebi ve insanın tekâmül yolculuğunu hatırlatır” diye konuştu.

Anlamlı Hediye
Emine Erdoğan, müzenin ziyaretçilerine zengin bir tarih ve sanat şöleniyle birlikte, hayat üzerine tefekkür imkanı da sunacağına inandığını belirterek, müzenin hayırlara vesile olmasını diledi. Programda, Milli Saraylar İdaresi Başkanı Yasin Yıldız, Emine Erdoğan’a günün anısına iç deseni lale ve karanfil motiflerinden oluşan, kenar zemin boyamaları Rumi ve manzara resimleriyle bütünleştirilerek bezenen tablo saat hediye etti.





