İletişim Başkanlığı: Hatay'da Hiçbir Depremzede Çadırda Kalmıyor

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), sosyal medyada dolaşan ‘Hatay’da hala çadırda kalan depremzedeler var’ iddialarına yönelik çok önemli bir açıklama yaptı.

Çadır Kentler Tamamen Kaldırıldı

DMM’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Hatay’da depremin ardından kurulan tüm çadır kentler, barınma ihtiyacının karşılanması ve kalıcı konutlara geçiş sürecinin başlamasıyla birlikte 20 Eylül 2023 tarihinden itibaren tamamen kaldırılmış olup hiçbir vatandaşımız çadır kentlerde kalmamaktadır” ifadelerine yer verildi.

Yanıltıcı Paylaşımlara Karşı Uyarı

Açıklamada, sosyal medyada dolaşan iddiaların “gerçeği yansıtmayan, kamuoyunda yanlış algı oluşturmayı amaçlayan ve afetzedelerin hassasiyetini istismar eden yanıltıcı paylaşımlar” olduğu vurgulandı.

Kalıcı Konut Süreci Devam Ediyor

İletişim Başkanlığı’nın açıklamasında, Hatay’da konut dağıtım sürecine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:

“Hatay ilimizde 84 bin 247 konut ve 2 bin 507 iş yeri olmak üzere toplamda 86 bin 754 bağımsız bölümün kurası çekilmiş; hak sahipleri belirlenmiş ve vatandaşlarımızın tamamının kalıcı konutlarına yerleşmeleri için çalışmalar kararlılıkla yürütülmektedir.”

Geçici Barınma Çözümleri

Açıklamanın devamında, kalıcı konut teslim süreci devam ederken vatandaşların geçici barınma ihtiyaçlarının karşılandığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

“Hak sahiplerine kalıcı konutların teslimi peyderpey yapılmakta, teslim süreci devam ederken vatandaşlarımızın geçici barınma ihtiyaçları tahsis edilen geçici konutlarda veya konteyner kentlerde karşılanmaktadır.”

Saha Gerçekleriyle Bağdaşmıyor

İletişim Başkanlığı, sosyal medyadaki iddiaların saha gerçekleriyle bağdaşmadığını belirterek, “Sosyal medyada ‘çadırlarda yaşam devam ediyor’ iddiası, saha gerçekleriyle bağdaşmayan paylaşımlar olup, resmi kurumların açıklamaları dışındaki asılsız iddialara itibar edilmemesi önemle rica olunur” uyarısında bulundu.

Bu açıklama, deprem sonrası barınma sorununa ilişkin sosyal medyada dolaşan iddialara karşı resmi bir yanıt niteliği taşıyor ve afet yönetimi sürecindeki mevcut durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.