Dünyaca ünlü parfüm markalarının kokuda kalıcılığı sağlayan gül ve gül yağının üretildiği Isparta’da tarihi bir dönüşüm yaşanıyor. 1750’li yıllarda inşa edilen ve kullanılmayan Aya Baniya Kilisesi, restore edilerek ‘Misparta Koku Medeniyeti’ adı verilen müzeye dönüştürüldü.
Türkiye’de İlk, Dünyada Beşinci
Isparta Belediyesi’nin hayata geçirdiği proje kapsamında, dünyanın en büyük kozmetik firmalarının parfümlerinde kokunun kalıcılığını sağlamak için kullandığı gül yağı ve yağın çıkartıldığı gülüyle dünyaca ün yapan Isparta’da kurulan koku müzesi, bu alanda Türkiye’de ilk, dünyada ise 5’inci müze olma özelliğini taşıyor.
Tarihi Kiliseden Modern Müzeye
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, geçmişte kentte yaşayan Rumlar ve Hristiyanların yapıyı hem kilise hem de koku üretim merkezi olarak kullandığını ve bundan esinlenerek böyle bir proje hazırladıklarını söyledi.
4 Bin 500 Yıllık Parfüm Formülü
Dünyada ilk kez sergilenen pek çok eşsiz eserin olduğu müzede, 4 bin 500 yıllık, dünyanın en eski parfüm formülü bulunuyor. İçinde gülün de bulunduğu 16 ham maddenin yer aldığı bu formül, deneysel arkeoloji metoduyla günümüze kazandırıldı.
Parfümün Tanrıçası Heykeli Sergileniyor
Müzede hem sergilenen hem de ziyaretçiler tarafından koklanabilen özel koku dışında, Gılgamış Destanı’nda geçen çivi yazılı tabletlerden İbn-i Sina’nın gül ve koku üzerine çalışmalarına kadar pek çok eser, hem görülebiliyor hem de bire bir deneyimlenebiliyor. Bu eserler arasında Mezopotamya ve Anadolu uygarlıkları, Mısır, Grek ve Roma medeniyetleri var. Müzede, Anadolu’dan dünyaya parfümü yaydığına inanılan ve Türkiye’de ilk kez sergilenen Parfümün Tanrıçası heykeli de bulunuyor.
Dünya Gül Yağının Merkezi: Isparta
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, kentte 803 endemik bitki türü ile Türkiye lavanta üretiminin yüzde 90’ına sahip olduğunu belirterek, dünya gül yağı ihtiyacının yüzde 65’ini Isparta’nın karşıladığını açıkladı.
Geçmişten Gelen Koku Geleneği
Şükrü Başdeğirmen, “Yani bu bir endemik bitkidir. Her yerde yetişmeyen bir bitki, diğer süs gülleriyle karıştırmamak lazım. Bunlar yağ gülü ve parfümler, çeşitli kokularla ilgili bu kilisede çalışmalar yapılmış. Bahçesinde lavanta kaynatılırmış. Hem Müslümanlar hem gayrimüslimler, ilaç haline getirerek grip olan farklı rahatsızlıkları olan kişilere şişelerde dağıtılırmış. Gül suyu da tedavi için kullanılan bir ürün haline gelmiş. Hem gül suyu hem gül yağı hem diğer bitkilerden krem ve farklı kokular burada yapılmış ve ülke dışına da o ürünler gönderilmiş” dedi.
Kişiye Özel Parfüm Üretimi
Bazıları gerçek bazıları da replika birçok medeniyetin koku ve parfüm kaplarının müzede sergilendiğini söyleyen Başdeğirmen, imbikler ile altın otu, limon, lavanta, safran gibi birçok bitkiden koku üretimleri yapıldığını da söyledi. Şükrü Başdeğirmen, “Bu konsantreleri karıştırarak belli formüllerle kokular, parfümler üretiyoruz. Ve ayrıca burada kişisel parfüm yapma imkanımız da var. Ten kokusu, rengine göre kişiye özel parfüm yapabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
4 Bin Kilodan 1 Litre Yağ
Gül yağının öneminden de bahseden Şükrü Başdeğirmen, “1 litre gül yağını üretebilmek için 4 bin kilo, yani 4 ton gül yaprağını imbikten geçirmek zorundayız. Çok kolay bir şey değil bu. Gözünüzün önüne bir kamyonu getirin, sadece gülün yaprağından bir kamyon 4 ton almayabilir. Yani o kadar gül yaprağını imbiklerden geçirerek yağı üretiyoruz ve sadece 1 kilo alıyoruz. Parfüm yapan ülkeler bizden bunu alır. En önemli ülkeler Fransa, İsviçre, İtalya, ABD. Dünya gül yağı ihtiyacının 65’ini, en kaliteli gül yağını biz üretiyoruz” diye konuştu.
50 Milyon Dolarlık İhracat Geliri
Isparta gülünün dünyada sadece Isparta ve Bulgaristan’da yetiştiğini söyleyen Şükrü Başdeğirmen, “Bizim marka olarak değerimiz dünyada çok yüksektir. Isparta’nın tamamında yıllık 2 bin 500-3 bin kilo civarında gül yağı üretilir. Burada 50 milyon dolar civarında üretim vardır. Değer olarak belki çok fazla değil ama marka olarak ve bulunmayan bir ürün olarak 1 kilo gül yağı 13-14 bin avro değerindedir. Ve bu da kullanıldığı yerlerde damla damla kullanılan bir üründür” dedi.
