Kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 600 bin işçinin ücret artışının belirleneceği Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde yeni bir teklif sunuldu. İşveren tarafını temsil eden Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS), ilk yılın ilk 6 ayı için yüzde 17, ikinci 6 ayı için yüzde 10, ikinci yılın birinci 6 ayı için yüzde 7, ikinci 6 ayı için yüzde 5 zam teklifinde bulundu.
Karayolları, demiryolları, enerji santralleri, bakanlıklar, üniversiteler ve hastaneler gibi kamu kurumlarında çalışan işçileri ilgilendiren 2025 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri kapsamında TÜHİS ile Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) heyetleri bir araya geldi. Toplantıda, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar ve HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Halil Çukutli de yer aldı.
‘Hayal Kırıklığına Uğramadık’
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “TÜHİS’te hiç bakanlık yetkilisi yoktu. TÜHİS zaten bundan ilgili yetkilidir. Aslında uzun konuşmanın bir anlamı yok. Çünkü vermiş oldukları teklifin de bir anlamı yok. Şimdi ilk tekliflerinde hatırlarsınız ‘hayal kırıklığına uğradık’ demiştik. Şimdi hayal kırıklığına uğramadık, zaten biliyorduk bunların ikinci teklifinin ne düzeyde olacağını” dedi.
‘Gelin Bu İşi Masada Çözelim’
Ağar, greve gideceklerini bir kez daha vurgulayarak, “Bunun anlamı şudur; meydanları boş bırakmayın, eylemlerinize devam edin. Buradan 600 bin kamu işçisine de sesleniyorum. Özellikle bu eylemlerimize büyük destek vermelerini, ses getirmelerini, üretimden gelen güçlerini sonuna kadar kullanmalarını mutlaka ihmal etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Biz mücadeleden geri durmayacağız. Sonuna kadar devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Ağar, “Yani daha önce de söylediğimiz gibi grev aşamasına zaten geldik. 2 aylık bir süremiz kaldı. Grevse grev. Temennimiz bu işi masada çözelim. Bu iş greve gittiğimiz zaman da bitecek. Masa başında oturup müzakere yaptığımız zaman da bitecek. Aksi olursa kavgadan kimsenin karı olmaz. O nedenle bu işçi, devletin işçisi. Devletin işçisine devletin sahip çıkması lazım” dedi.