Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Bursa’da katıldığı bir konferansta, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini değerlendirerek, bu sürecin Kürt meselesiyle bağlantılı olmadığını vurguladı ve “Türkiye bu sorunu çözerse, Cumhuriyet’in bir yükseliş dönemi yaşanacağı herkes tarafından fark ediliyor” dedi.

Geçmiş Süreçlerden Farkı: Bir Devlet Politikası
Bursa Mudanya Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Terörsüz Türkiye’ye Geçiş Süreci’ konulu konferansta konuşan Uçum, sürecin tarihsel arka planına değindi. Uçum, “2005 yılında Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Diyarbakır’da yaptığı konuşma, Türkiye’de hem terör sorunlu hem de Türkiye’nin Kürtleri için sorun kabul edilebilecek konuların çözülmesi için her şeyin yapılacağını ilan etmişti” ifadelerini kullandı.
Uçum, mevcut sürecin geçmişteki girişimlerden en önemli farkını şu sözlerle açıkladı: “Terörsüz Türkiye süreci başladığında devlet bu konuyu bir inisiyatifle başlattı, bir devlet politikası olarak hayata geçirdi ve bir devlet projesi olarak da sürdürüyor. Geçmişte hükümet inisiyatifi olan, hükümet politikası olan girişimler, terörsüz Türkiye süreci bakımından bir devlet inisiyatifi ve bir devlet politikası olarak gündeme girdi. Aradaki en büyük farklardan birisi bu.”
“Terörsüz Türkiye, Kürt Meselesi Değildir”
Uçum, konuşmasında en kritik vurguyu, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin Kürt meselesi ile bir bağlantısının olmadığına yaptı. Uçum, şunları söyledi:
“Devlet ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ilişkin konuyu, bir devlet inisiyatifi olarak başlattığında, bunu bir Kürt meselesi olarak ele almadı. Bu tamamen sistematik terörün sona erdirilmesi, terör örgütünün sona erdirilmesi, fiilen ortadan kaldırılması, demokratik siyaset alanının açılması, demokratik siyaset üzerindeki terör vesayetinin kaldırılması konusu olarak ele alındı.”
Uçum, bu iki konunun birbirine karıştırılmaması gerektiğini belirterek, “’Terörsüz Türkiye hedefi Kürt sorunun çözümüne ilişkin bir projedir’ bağlantısı kurup, kimlik hakları üzerinden birtakım müzakereler yapmaya çalışanlar, ya bu işin niteliksel farkını görmüyorlar ya da bilinçli bir biçimde karıştırıyorlar. Terörsüz Türkiye hedefiyle bizim Kürtlerimizi özdeşleştiren, bütün yurttaşlarımız gibi onların demokratik taleplerini bir kimlik grubu üzerinden buraya bağlayan yaklaşımları, biz fikri manipülasyonlar olarak görüyoruz, hatta bunun üzerine yapılan, sürece yönelik fikri sabotajlar olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Somut Başarılar ve TBMM Komisyonunun Rolü
Uçum, süreçte elde edilen somut başarılara da dikkat çekti: “Terör örgütünün kendisini feshetmesinin ardından silah bırakma süreçlerinin 11 Temmuz’da başladığını söyleyen Uçum, “Bu süreç hızlanarak devam ediyor. 52 yıldır Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en uzun süreli sistematik teröre dayanan, hukuk dışı faaliyetin sona erdiği bir dönem yaşadık son 1 yılda. TUSAŞ saldırısı dışında şükürler olsun demek lazım artık şehitlerimiz gelmiyor, insanlarımız ölmüyor” ifadelerini kullandı.
Sürece ilişkin en önemli hamlelerden birinin TBMM’nden geldiğini belirten Uçum, Meclis’te kurulan komisyonun tarihi bir görev yaptığını söyledi. Uçum, “Komisyon 5 Ağustos‘ta kurulduktan sonra yoğun bir dinleme faaliyeti yaptı, bu dinlemelerde 134 kişi ve kuruluş temsilcisi dinlendi. En son dinleme faaliyetini de komisyonun temsilcilerinden oluşan 3 milletvekilinden heyet İmralı’da yaptı. Dinleme faaliyetini tamamladıktan sonra da komisyon şu anda raporunu oluşturma aşamasına geçti” bilgisini paylaştı.
Geleceğe Yönelik Hukuki Düzenlemeler ve Tarihi Fırsat
Uçum, terör örgütü mensuplarına yönelik gelecek hukuki düzenlemeler hakkında da önemli ipuçları verdi: “Terör örgütü mensuplarının hepsine aynı statü tanımlanıp, aynı şekilde mi düzenleme yapmak gerekir? Bu konuda da edindiğimiz izlenimlere göre, yaklaşımlara göre, farklı kategorilerde değerlendirme yapılmasının daha doğru olacağı şeklinde bir bakış olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla hiç suç işlememişler, hafif suç işlemişler, ağır suç işlemişler, yönetici pozisyonunda olanlar, üst düzey yönetici olanlar, sade üye olanlar gibi farklı kategoriler üzerinde hukuksal düzenlemeler gündeme gelebilir.”
Uçum, komisyonun raporunu ay sonuna kadar oluşturması halinde, 2026 yılının ilk aylarında geçiş sürecine ilişkin hukuki düzenlemelerin Meclis gündemine gelebileceğini belirtti.

Konuşmasını, Türkiye’nin önündeki tarihi fırsata dikkat çekerek tamamlayan Uçum, şunları kaydetti: “Türkiye bu sorunu çözerse, Cumhuriyet’in bir yükseliş dönemi yaşanacağı herkes tarafından fark ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülke liderliği ile Sayın Bahçeli’nin, her yeri geldiğindeki cesur ve kararlı yaklaşımlarıyla, Meclis’in büyük çoğunluğunun ortaya koyduğu iradeyle, toplumun büyük desteğiyle şimdiye kadar geldiğimiz bu nokta, Terörsüz Türkiye’de hedefe ulaşacağımızı, başarıya ulaşacağımızı gösteriyor, umutlarımızı artırıyor. Hakikaten bu tarihi bir fırsat, hakikaten başarmanın eşiğindeyiz ve inanıyorum ki hep birlikte başaracağız.”
