Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Meriç Kepeci

Mobbing: Sessiz Çığlıkların Görmezden Gelinen Gerçeği

Adana’da Cumhuriyet savcısı adayı Mithat Can Yalman’ın trajik ölümü, yalnızca bir bireyin acısını değil, aynı zamanda Türkiye’de iş yerlerindeki sistematik mobbing sorununu da bir kez daha gündeme getirdi. Yalman’ın sosyal medyada yaptığı paylaşımda maruz kaldığı mobbingi açıkça dile getirmesi ve ardından yaşamına son vermesi, bu olayın münferit bir vaka olmadığını gösteriyor. Peki, mobbing neden bu kadar yaygın ve sessiz bir kabusa dönüştü?

Mobbing Nedir ve Neden Görmezden Geliniyor?

Mobbing, iş yerlerinde bireyin sistematik olarak baskı, aşağılama ve dışlanmaya maruz bırakılmasıdır. Bu durum, mağdurun psikolojik ve fiziksel sağlığını ciddi şekilde etkiler. Türkiye’de mobbing, genellikle “disiplin” veya “otorite” kisvesi altında meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Özellikle kamu kurumlarında ve hiyerarşik yapının güçlü olduğu yerlerde mobbing, bir güç gösterisi aracı haline geliyor.

Mithat Can Yalman’ın yaşadığı trajedi, bu sessiz çığlıkların duyulmadığını ve bireylerin yalnız bırakıldığını ortaya koyuyor. Mobbing karşısında ses çıkarmayan kurumlar, yalnızca mağdurları değil, aynı zamanda toplumun adalet duygusunu da yaralıyor.

Sessizliğin Bedeli

Bugün gelinen noktada, teknolojinin ve sosyal medyanın etkisiyle bu durum daha görünür hale geldi. Buna rağmen, özellikle otoriter yapıların hüküm sürdüğü ülkelerde, mobbing hâlâ bir tabu olarak kalmaya devam ediyor. Türkiye gibi hiyerarşinin güçlü olduğu toplumlarda, mobbingin yalnızca bireylerin değil, toplumsal yapının da bir sorunu olduğu göz ardı ediliyor.

Bu olay, Türkiye’nin adalet sisteminde mobbingin nasıl bir sorun haline geldiğini ve genç bir savcı adayının bu baskılar altında nasıl yalnız bırakıldığını açıkça gösteriyor. Yalman’ın sosyal medyada yaptığı paylaşım, yalnızca kişisel bir haykırış değil, aynı zamanda kurumsal sistemin yetersizliğine bir isyandır.

Hukuki ve Kurumsal Eksiklikler

Mobbing, Türkiye’de hâlâ yeterince ciddiye alınmayan bir konu. Mevcut yasal düzenlemeler yetersiz kalırken, kurumların mobbing şikayetlerini ele alma yöntemleri de caydırıcılıktan uzak. Genellikle mağdurun sesini duyurması engelleniyor ya da süreç, mağdurun daha fazla yalnızlaştırılmasıyla sonuçlanıyor. Bu durum, mobbingin kurumsal bir sorun haline gelmesine zemin hazırlıyor.

Bir Adım Atmanın Zamanı Geldi

Mithat Can Yalman’ın trajik ölümü, yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda bir uyarıdır. Bu uyarıyı görmezden gelmek, daha fazla bireyin aynı akıbetle karşılaşmasına yol açacaktır. Adalet Bakanlığı’nın ve diğer tüm ilgili kurumların, mobbingle mücadele için somut adımlar atması şart. Öncelikle, mobbing şikayetlerinin bağımsız birimler tarafından incelenmesi ve mağdurlara psikolojik destek sağlanması gerekiyor.

Bunun yanı sıra, toplumsal farkındalığın artırılması ve mobbingin sonuçlarının daha geniş kitlelere aktarılması, bu sessiz kabusun sona ermesi için kritik öneme sahip. Yalman’ın ölümü, bir kurbanın sesi olarak değil, bir değişim çağrısı olarak görülmelidir.

Adalet Yalnızlığa Tahammül Etmez

Mobbing, yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir hastalıktır. Mithat Can Yalman’ın hikayesi, bu hastalığın ne kadar derinlere indiğini ve bireylerin yalnız bırakıldığını gösteriyor. Ancak unutmamalıyız ki, adalet yalnızlığa tahammül etmez. Bu trajedinin ardından sessiz kalmak, yalnızca yeni trajedilere kapı aralamaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

three × five =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER