Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeler ve güvenlik konularına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakanlık, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Lübnan arasında imzalanan deniz yetki anlaşmasına ilişkin net tavrını ortaya koydu.
KKTC’nin Hakları Konusunda Net Tavır
MSB, “KKTC’nin haklarının yok sayıldığı hiçbir anlaşmayı kabul etmemiz mümkün değildir” açıklamasıyla Doğu Akdeniz’deki gelişmeler karşısında Türkiye’nin tutumunu net bir şekilde belirledi.
Sınır Güvenliğinde Son Durum
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, son bir hafta içerisinde güvenlik operasyonlarına ilişkin önemli veriler paylaşıldı:
Son bir hafta içerisinde 3 PKK’lı terörist teslim oldu.
Son bir haftada hudutlardan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 6’sı terör örgütü mensubu 205 kişi yakalandı, 428 kişi ise hududu geçemeden engellendi.
1 Ocak’tan bugüne sınırlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 8 bin 999, engellenen kişi sayısı da 59 bin 428’e ulaşmıştır.
Ukrayna Konusunda Net Strateji
Ukrayna’ya Türk askerinin gönderileceği iddialarına ilişkin olarak MSB, “Öncelikle Rusya ile Ukrayna arasında bir ateşkesin tesis edilmesi gerekmektedir. Sonrasında ise görev tanımı netleştirilmiş bir misyonun çerçevesinin belirlenmesi ve hangi ülkenin ne ölçüde katkı sağlayacağının ortaya konulması gerekmektedir. TSK bölgemizde güvenlik ve istikrar sağlayacak her girişime katkı sağlamaya hazırdır” ifadelerini kullandı.
Emekli Askerlere Yönelik Disiplin Tedbiri
Bazı emekli askerlerin ordu evlerine girişlerinin yasaklanması konusunda MSB’den açıklama geldi:
“11 Kasım’da C-130 askeri kargo uçağımızın Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşmesi sonucu şehit olan 20 kahraman silah arkadaşımızın kimlik bilgilerini, Milli Savunma Bakanlığı’nın resmi açıklamasından önce sosyal medya hesaplarında yayınlayan sosyal medya arsızları arasında emekli askeri personelin de olduğu tespit edilmiştir. Bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmasının yanı sıra bu kişilerin orduevlerine girişleri de yasaklanmıştır.”
Milli Savunma Bakanlığı’nın bu açıklamaları, Türkiye’nin bölgesel güvenlik politikaları ve KKTC’nin haklarının korunması konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
