Munzur Vadisi Milli Parkı Koruma Altında
Tunceli’de doğal güzellikleri, zengin su kaynakları, yaban hayatı ve endemik türleri ile öne çıkan Munzur Vadisi Milli Parkı‘nda, baraj ve HES projelerini hayata geçirmek için bir firmanın açtığı doğal sit alanı iptal davası Erzincan İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.

Milli Park Statüsü ve Biyolojik Zenginlik
Bakanlar Kurulu tarafından 1971’de ‘milli park’ ilan edilen Munzur Vadisi Milli Parkı, zengin akarsu kaynakları, endemik bitki örtüsü ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan birçok yaban hayvanına ev sahipliği yapıyor. Yapılan çalışmalarda Milli Park’ta beşte biri endemik olan 2 bin 250’nin üzerinde bitki türü saptandı.

Doğal Sit İlanı Süreci
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un 28 Nisan 2021’de Tunceli’ye yaptığı ziyarette, Munzur ile Pülümür vadilerinin ‘Kesin korunacak hassas alan’ ilan edileceğini açıklamasının ardından; Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nden 3 uzman bölgede keşif çalışması başlattı. Çalışmaların tamamlanmasının ardından hazırlanan rapor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu.

Rapor sonrası Erdoğan’ın imzasıyla 29 Ağustos 2023’te yayımlanan Resmi Gazete’de, Munzur ve Pülümür vadilerinin bazı bölgeleri doğal sit alanı ilan edildi.
Mahkeme Kararı ve Gerekçeleri
Munzur Vadisi Milli Parkı’nda baraj ve HES projelerini hayata geçirmek için bir şirketin açtığı doğal sit alanı iptal davası, Erzincan İdare Mahkemesi tarafından oy birliği ile reddedildi.

Mahkeme gerekçesinde, “Munzur Vadisi’ni etkileyecek Konaktepe Barajı’nda 14,19 kilometre kare büyüklüğünde rezervuar oluşturulacağı, baraj ve HES-1 arasında 13,5 kilometre uzunluğunda enerji tünelinin bulunacağı, özellikle baraj ve HES-1’de 13,5 kilometre uzağında suyun enerji tüneline alınacak olması nedeniyle Munzur Nehri’nin bu kısmı susuz kalacağından burada yaşayan sucul canlıların yaşamlarını devam ettirmesinin olanaksız kılınacağı” ifadelerine yer verdi.

Avukat Yıldırım: “Hukuken İmkansız Hale Geldi”
Davanın müdahili Tunceli Barosu’na bağlı avukat Barış Yıldırım, kararın önemini şu sözlerle vurguladı:
“Munzur Havzası önemli doğa alanı ve önemli bitki alanı durumunda bir saha. Burada ülkemizin tarafı olduğu Avrupa’nın yaban hayatı ve yaşama ortamlarını koruma sözleşmesi olan BERN Sözleşmesi hükümlerine göre koruma altında bulunan yaban keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, ayı, kurt, vaşak, yaban domuzu, kaya kartalı, su samuru gibi nadir fauna türleri yüksek miktarda habitat bulmakta.”

Yıldırım, “Bu kadar önemli bir biyolojik çeşitliliğe, flora zenginliğine, fauna zenginliğine topoğrafik duruma, zengin peyzaja, zengin akarsu kaynaklarına sahip bu havzanın baraj ve HES projeleriyle yok edilmesi artık hukuken imkansız hale geldi” diyerek kararın önemine dikkat çekti.

Bilirkişi Raporunun Önemi
Dava kapsamında bölgeye giden bilirkişi heyeti, keşif sırasında bir bozayı ve yaban keçisine denk geldi. Heyet, hazırladığı raporda Munzur havzasının korunarak geleceğe aktarılması gereken önemli bir ekosisteme sahip olduğunu ve yaban hayatının çeşitliliğine dikkat çekti.

Raporda, baraj ve HES projelerinin bölgedeki flora ve faunaya geri dönüşü olmayacak zararlar vereceği ifade edildi. Bilirkişiler, bölgenin doğal sit alanı olmasının mevzuata uygun olduğunu ve Munzur Havzası’nın mutlaka korunması gerektiğinin altını çizdi.

