Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılına ilişkin gelir dağılımı istatistiklerini kamuoyu ile paylaştı. Açıklanan veriler, ülkedeki gelir eşitsizliğinin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesim, toplam gelirden aldığı payı koruyarak yüzde 48 ile neredeyse yarısına el koydu.
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir diğer göstergesi olan en düşük gelirli yüzde 20’lik grubun payı ise sadece yüzde 6,4 olarak kaydedildi. Bu oran, bir önceki yıla göre 0,1 puanlık marjinal bir artış gösterse de, iki grup arasındaki uçurumun devam ettiğini ortaya koydu.
Gelir Eşitsizliği Ölçütlerinde Küçük İyileşme
Gelir dağılımı eşitsizliğini ölçen temel gösterge olan Gini katsayısı, bir önceki yıla göre 0,003 puanlık azalışla 0,410 olarak hesaplandı. Katsayının sıfıra yaklaşması eşitliği, 1’e yaklaşması ise eşitsizliğin arttığını ifade ediyor. Sosyal transferler hariç tutulduğunda bu katsayı 0,473’e yükseliyor.
Toplumun en zengin yüzde 20’sinin gelirinin, en yoksul yüzde 20’sinin gelirine oranını gösteren P80/P20 oranı 7,5 olurken, en tepedeki yüzde 10 ile en alttaki yüzde 10 arasındaki farkı gösteren P90/P10 oranı ise 12,9 olarak belirlendi.
Ortalama Gelirlerde Nominal Artış
Türkiye’de yıllık ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri bir önceki yıla göre yüzde 76,7 artarak 662 bin 414 TL oldu. Fert başına düşen yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir ise yüzde 77,3 artışla 332 bin 882 TL‘ye yükseldi.
Gelirin kaynağına bakıldığında, toplam gelir içinde en yüksek payı yüzde 49,7 ile maaş ve ücret gelirleri aldı. Bunu yüzde 18,3 ile müteşebbis gelirleri ve yüzde 18,2 ile sosyal transfer gelirleri izledi.
Eğitim ve Sektör Farkı Gelire Doğrudan Yansıdı
Eğitim durumu, gelir seviyesini belirleyen en önemli faktörlerden biri olmaya devam ediyor. Yıllık ortalama esas iş geliri, yükseköğretim mezunlarında 566 bin 839 TL iken, lise altı eğitimlilerde 290 bin 323 TL, bir okul bitirmeyenlerde ise 183 bin 900 TL olarak gerçekleşti.
Sektörel bazda ise en yüksek ortalama gelir 426 bin 45 TL ile hizmet sektöründe görülürken, en düşük gelir 237 bin 461 TL ile tarım sektöründe kaydedildi. İşteki duruma göre en yüksek gelir 1 milyon 204 bin 791 TL ile işverenlerin oldu.
Bölgesel Eşitsizlik Devam Ediyor
Gelir dağılımındaki adaletsizlik, bölgeler arasında da belirgin şekilde kendini gösteriyor. Fert başına düşen yıllık ortalama eşdeğer gelir, en yüksek 449 bin 618 TL ile Ankara (TR51) bölgesinde görülürken, bu bölgeyi İstanbul ve İzmir izledi. En düşük gelir ise 172 bin 552 TL ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) bölgesinde gerçekleşti.
Gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu bölge ise P80/P20 oranı 8,5 olan TR71 (Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir) oldu.
İstihdamda Hareketlilik
Panel veriden elde edilen sonuçlara göre, 2024 yılında işsiz olan fertlerin yüzde 38,7’si 2025 yılında çalışmaya başladı. Bir önceki yıl çalışan olarak belirlenen fertlerin yüzde 90,3’ü ise çalışma hayatına devam etti.
TÜİK’in bu kapsamlı raporu, Türkiye’deki ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlerine dengeli dağılmadığını, gelir adaletsizliği ve bölgesel farklılıkların sürdüğünü ortaya koyarak, sosyal ve ekonomik politikaların bu veriler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.
