Türkiye Denizcilikteki Lider Konumunu Perçinledi
Türkiye, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konsey üyeliğine 139 ülkenin desteğiyle üst üste 14’üncü kez seçilerek tarihi bir başarıya imza attı. Bu seçim, Türkiye’nin uluslararası denizcilik arenasındaki saygın konumunu bir kez daha teyit etti.

Bakan Uraloğlu’ndan Tarihi Açıklama
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Birleşmiş Milletler’in ihtisas kuruluşu olan ve dünya denizciliğinin standartlarını belirleyen Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) Konsey üyeliği seçimlerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Uraloğlu, seçimlerin IMO’nun 34’üncü Genel Kurulu sırasında 28 Kasım 2025 tarihinde Londra’da gerçekleştirildiğini belirterek, “Uluslararası toplumun güvenini kazanan ülkemiz 139 ülkenin desteği ile IMO Konsey üyeliğine üst üste 14’üncü kez seçildi” ifadelerini kullandı.

1999’dan Beri Kesintisiz Temsil
Bakan Uraloğlu, örgütün yürütme organını teşkil eden IMO Konseyine Türkiye’nin 1999 yılından bugüne kadar kesintisiz şekilde seçildiğini vurgulayarak, bu sürekliliğin Türkiye’nin denizcilik alanındaki güvenilirliğinin ve etkinliğinin bir göstergesi olduğunu kaydetti.
Yoğun Diplomatik Çaba
Seçimlerin Türkiye adına bir kez daha başarıyla sonuçlanması için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı temsilcilerinin yoğun bir çaba sergilediğini belirten Uraloğlu, şunları söyledi:
“139 ülkeden aldığımız bu desteğin ardında, denizcilik alanında uluslararası düzenlemelere uygun olarak benimsenen başarılı politikalar ve atılan somut adımların yanı sıra IMO’nun çalışmalarındaki etkin varlığımız ve ülke görünürlüğümüz de yer almaktadır.”

Katkılar Devam Edecek
Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin IMO Konsey üyeliği çerçevesinde, denizcilik alanında sahip olduğu imkan ve kabiliyetleri ile bilgi ve tecrübesi sayesinde IMO’nun çalışmalarına ve hedeflerinin ilerletilmesine yönelik somut katkılarda bulunmaya devam edeceğini ifade etti.
Bu başarı, Türkiye’nin uluslararası denizcilik politikalarının şekillendirilmesinde söz sahibi olmaya devam edeceğini ve küresel deniz ticaretindeki stratejik konumunu güçlendireceğini gösteriyor.
