İSTANBUL – Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı İsmail Cingöz, Türkiye’nin yerli nükleer reaktör geliştirme hedefinin sadece teknolojik değil, aynı zamanda stratejik bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Cingöz, “Türkiye’nin kendi reaktörlerini tasarlayıp inşa edebilmesi; enerji üretiminden mühendisliğe, yazılımdan güvenliğe kadar birçok alanda kritik bir eşiği temsil ediyor” dedi.
Enerji sektöründe arz güvenliği, düşük karbon hedefleri ve teknoloji sahipliğinin ülkelerin ulusal güvenlik stratejilerinin merkezinde yer aldığını belirten Cingöz, “Nükleer enerji, uzun vadeli, güvenilir ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak öne çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Cingöz, Türkiye’nin savunma sanayisindeki yerli üretim başarısını enerji alanına taşıma kararlılığına dikkat çekerek, “Nükleer yatırımlar, teknoloji transferi, insan kaynağı yetiştirme ve yüksek katma değerli sanayi altyapısı kurma hedeflerinin temelini oluşturuyor” şeklinde konuştu.
2030 Stratejisi ve Yerli Reaktör Hamlesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ndeki yerli modüler reaktör hedefine vurgu yapan Cingöz, “Bu adım, nükleer teknolojilerde dışa bağımlılığı azaltma ve teknolojik yetkinliği artırma açısından büyük önem taşıyor” dedi.
Türkiye’nin nükleer alanda önemli bir aşamada olduğunu belirten Cingöz, “Yerli reaktör geliştirme hedefi, Akkuyu ile başlayan sürecin kararlılıkla devam edeceğini gösteriyor. Savunma sanayisindeki başarıların benzeri, nükleer enerji alanında da mümkündür” ifadelerini kullandı.
Akkuyu: Bir Enerji Üssünden Fazlası
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki ilk büyük adımı olmasının ötesinde bir okul işlevi gördüğünü belirten Cingöz, “Bu proje, yerli mühendis ve teknisyenlerin yetiştiği bir kapasite geliştirme platformu niteliğinde” dedi.
Cingöz, Akkuyu NGS’nin tamamlandığında sadece enerji değil, bilgi üretiminin de Türkiye’de kalacağını vurgulayarak, “Proje, nükleer fizik, reaktör mühendisliği ve santral işletmeciliği gibi alanlarda yüzlerce Türk mühendise uygulamalı deneyim sunuyor” şeklinde konuştu.
Sinop ve Kırklareli’de Yeni Santraller Yolda
Akkuyu NGS ile başlayan sürecin Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki kararlı yürüyüşünün ilk adımı olduğunu söyleyen Cingöz, sırada Sinop ve Kırklareli/İğneada sahalarında planlanan nükleer santrallerin olduğunu belirtti.
Cingöz son olarak, “Bu projeler, enerji arz güvenliğinin artırılması ve enerji ithalatına bağımlılığın azaltılmasının yanı sıra yerli insan kaynağının yetiştirilmesi açısından da büyük kazanımlar sağlayacak” dedi.