İSTANBUL – Yeşilay öncülüğünde, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Kültür Üniversitesi paydaşlığında düzenlenen ‘Bağımlılıktan Özgürlüğe Duyarlı Okul İklimi Zirvesi’nde bağımlılıkla mücadelede önleyici çalışmaların önemi vurgulandı. Zirvede konuşan Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, bağımlılıkla mücadelenin temelinin önleme çalışmaları olduğunu belirterek, “Yeşilay için bağımsızlık bir varlık sebebi. Çünkü bağımsız olmadan var olmak çok zor. Bir aradaysak, sağlıklıysak, hayatta kalıyorsak bunu bağımsızlığımızla kazanıyoruz. Bağımsızlıkla bunun mümkün olacağına inanıyoruz. Dolayısıyla Yeşilay, 105 yıl önce insanımızın bağımsızlığı için kurulmuş. Halen de insanımızın bağımsızlığı için çalışmalarına devam ediyor. Bizim için en önemli çalışma önleme çalışmaları” dedi.

Eğitim Programı Anaokulundan Üniversiteye Kadar Uygulanıyor
İstanbul Kültür Üniversitesi Akıngüç Oditoryum ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen zirvede, bağımlılıkla mücadelede önleyici çalışmaların önemi, okul temelli yaklaşımlar ve davranışsal bağımlılıklarla mücadele ele alındı. Doç. Dr. Mehmet Dinç, Yeşilay’ın en önemsediği konulardan birinin önleme çalışmaları olduğunu vurguladı.
Dinç, “Bir insanımıza bağımlılıkla alakalı bu yola girmeden, ihtiyaç duyduğu bilgiyi, beceriyi kazandırabiliriz, alternatifleri sağlayabiliriz. Bununla alakalı çok yönlü ve kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalarımızda en büyük destekçimiz, beraber bu işi yürüttüğümüz psikolojik danışmanlarımız. Bugün de psikolojik danışmanlarımızı bir araya getirdik” ifadelerini kullandı.
Dinç, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı’nı anaokulundan üniversiteye kadar uyguladıklarını belirterek, “Her yıl 6 milyonun üzerinde öğrencimiz bundan faydalanıyor. Okulda bağımlılığa bulaşmış kardeşlerimize yardımcı olmak noktasında programlar yürütüyoruz. Kulüplerimiz var, yarışmalarımız var” dedi.

“Bağımlılık Bir İnsanın Başına Gelebilecek En Kötü Şeydir”
Doç. Dr. Dinç, bağımlılığın birey ve toplum için en büyük tehditlerden biri olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Bizim için en önemli çalışma önleme çalışmaları. Yani 80 milyon insanımızın hiçbiri bağımlı olmasın. Çünkü biz net biliyoruz ki, bağımlılık bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir. Bir toplumun başına gelebilecek en kötü şeydir. O yüzden bu kaybı hiç yaşamadan, yıllarını kaybetmeden, ilişkilerini yitirmeden, kendisiyle alakalı algıları bozulmadan, ilişkilerine, işlerine, yeteneklerine, kabiliyetlerine mal olmadan bağımlılığın önünde duralım.”

Ücretsiz ve Gizlilik Esaslı Psikoterapi Hizmeti
Doç. Dr. Dinç, Türkiye genelinde 120 şube, 185 üniversite kulübü ve 105 spor kulübüyle önleme faaliyetleri yürüttüklerini belirterek, “Ama herhangi bir şekilde bu çalışmalarımızda koruyamadığımız bir kardeşimiz varsa, yine Türkiye’nin her yerinde, her şehirde bulunan Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimizde ücretsiz ve gizlilik esaslı psikoterapi hizmeti veriyoruz. Yani bir kardeşimiz bağımlı olduğu için çekinmesin, tereddüt etmesin, utanmasın, sıkılmasın, korkmasın. 115’i arayarak Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimizden ihtiyaç duyduğu psikoterapi hizmetini tamamen gizlilik esaslı, hiçbir şekilde hiçbir kurumla ve hiçbir kişiyle paylaşılmadan alabilir” ifadelerini kullandı.

2026 ‘Bağımsızlık Yılı’ İlan Edildi
Davranışsal bağımlılıkların da giderek büyüyen bir tehdit haline geldiğine dikkat çeken Doç. Dr. Dinç, “Sadece kimyasal bağımlılıklar değil, davranışsal bağımlılıklar da hem insanımızı hem insanlığı tehdit ediyor. Bu noktada Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak 2026 yılını ‘Bağımsızlık Yılı’ ilan ettik. Bağımsızlık seferberliği başlattık. Çünkü bağımlılık meselesini bir bağımsızlık meselesi olarak görüyoruz. Sadece bir kişiyi ilgilendiren değil, toplumu ilgilendiren bir mesele olarak görüyoruz” dedi.
Dinç, “O yüzden de seferberlik mantığıyla, sadece bir kişinin, bir kurumun ya da devletin değil, herkesin bu konuda bir mücadele vermesi gerektiğini, bu yükü paylaşması gerektiğini, kendi etki alanı içerisinde bununla alakalı çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada da Yeşilay’ımızın mücadelesine ne kadar çok destek verilirse o kadar başarılı olacağız. Hep beraber bağımsız bir geleceği birlikte yaşamış olacağız” şeklinde konuştu.

Üniversite ve STK İş Birliğinin Önemi
İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadime Üney Yüksektepe ise yaptığı konuşmada, “Öğrencilerimizin ve gençlerimizin yaşam tecrübelerini hatta yaşamlarını çok ciddi şekilde etkileyen süreçler yaşamı zorlaştırmaktadır. Bir zamanlar, özellikle bizlerin çocukluk ve gençlik çağlarında, ailelerimizin ve öğretmenlerimizin en büyük korkulu rüyasıydı. Bu gerçek maalesef bugün de değişmedi. Bununla, zamanın akışı bağımlılığın kapsamını ve tanımını değiştirdi” dedi.
Yüksektepe, “Bağımlılığa karşı koruyucu ve önleyici tedbirler için eğitim dünyasının ve sivil toplum kuruluşlarının kaynak seferberliğini son derece önemli buluyoruz. Bugün burada, ülkemizde bağımlılıkla mücadelede organize çabalarıyla bir simge haline gelen Yeşilay’ın bizlerle birlikte, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ve Yeşilay paydaşlığında gerçekleşen bu zirvenin ev sahibi olmayı çok önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Duyarlı Okul İklimi Mücadelenin Temel Taşıdır”
Bakırköy Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Burak Şahin de zirvenin güçlü bir paydaşlık yapısıyla gerçekleştiğini belirterek, “Bağımlılık bir tutsaklıktır. ‘Bağımlılıktan Özgürlüğe’ derken, çocukları, gençleri ve yetişkinleri bu tutsaklıktan kurtarmayı hedefliyoruz. Duyarlı okul iklimi, bu mücadelenin temel taşlarından biridir” dedi.


Zirve, bağımlılıkla mücadelede önleyici çalışmaların önemine dair farkındalığı artırmayı ve eğitim camiası ile sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyor.
