Çanakkale’deki barajlarda su seviyeleri kritik eşiğin altına düştü. İlin içme suyu ihtiyacını karşılayan Atikhisar Barajı’nda doluluk oranı yüzde 37’ye, Kaz Dağları’ndan beslenen Bayramiç Barajı’nda ise yüzde 12’ye geriledi. Uzmanlar, durumun ciddiyetine dikkat çekerek, önlem alınmazsa yakın gelecekte su kesintilerinin kaçınılmaz olabileceği uyarısında bulunuyor.

Prof. Dr. Murat Türkeş’ten Çarpıcı Açıklamalar
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (iklimBU) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, yaşanan durumu değerlendirdi. Türkeş, “Kuraklığın etkilerinin sürmesi açısından ciddi bir sorunumuz var” diyerek durumun vahametini ortaya koydu.
Prof. Dr. Türkeş, şu ifadeleri kullandı: “Kış ve ilkbahar ayları ile ilkbahar sonu ile yaz başı arasındaki zaman diliminde yeterli yağış alınamaz ve hava sıcaklıkları düşmez, buharlaşma devam ederse, Çanakkale’de içme ve diğer kullanma suyu gereksinimin ve sulama suyunun karşılanmasında ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Kesintiler, bazı önlemler gerekli olabilir.”

Atikhisar Barajı’nda Durum Kritik
54 milyon 115 bin metreküp su kapasitesine sahip Atikhisar Barajı, Çanakkale’nin içme ve kullanma suyu ihtiyacının büyük bölümünü karşılıyor. Ancak mevcut doluluk oranının yüzde 37 olması, uzmanları endişelendiriyor.
Prof. Dr. Türkeş, bu konuda şunları söyledi: “Çanakkale halkının içme ve kullanma suyu açısından kendini güvende ve rahat hissetmesi için bu rakamı yaz başına kadar yüzde 70’lere kadar çıkarmamız gerekiyor. Bu yetersiz bir oran. Demek ki işte bu seyrek yağışlar, Çanakkale’de Atikhisar Barajı’nın ve diğer barajların doluluk oranlarına ciddi katkı yapmamış.”

Bayramiç Barajı ‘Ölü Seviye’de
Durum, 96,5 milyon metreküp kapasiteli Bayramiç Barajı’nda çok daha vahim. Yüzde 12’lik doluluk oranı, uzmanlara göre ‘ölü seviye’ anlamına geliyor.
Prof. Dr. Türkeş, bu durumu şöyle açıkladı: “Bayramiç Barajı’nda durumun çok daha kötü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Türkeş, ‘Yüzde 12’lik bir doluluk söz konusu. Bu doluluk oranı da ‘ölü seviye’ olarak kabul ediliyor. Bayramiç Barajı’ndan bu seviye eğer böyle giderse, içme suyu ne kadar alınıyor onu bilmiyorum ama diğer amaçlarla, sulama amacıyla su almak bundan sonra mümkün değil.'”

Bütünleşik Su Yönetimi Çağrısı
Uzman, sorunun çözümü için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Türkeş, orman yangınları, su ve kuraklık yönetiminin bütünleşik ele alındığı, çok disiplinli bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Türkeş, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bunlar bize gösteriyor ki ormanları, orman ekosistemlerini, su kaynaklarını, yer altı su kaynaklarını bizim önleyici, akılcı ve bütünleşik bir yönetimle yönetmemiz gerekiyor. Artık orman yangınları, su ve kuraklık yönetiminin bütünleşik ele alındığı birçok disiplinli ve dinamik su ve kuraklık yönetimine ve döngüsüne ihtiyacımız olduğunu kabul ederek yaşamalıyız.”

Kuraklığın Nedenleri
Prof. Dr. Murat Türkeş, kuraklığın artmasında iklim değişikliğinin yanı sıra insan faaliyetlerinin de etkili olduğunu kaydetti.
Türkeş, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bunların büyük bir çoğunluğu hızla değişen iklim koşullarıyla artan sıcaklıklar, artan buharlaşma, yağış rejiminin değişmesi ve insan etkisiyle oluyor. Orman tahribi, orman ekosistemlerin bozulması, erozyon, yer altı suyunun aşırı çekilmesi, madenler gibi büyük insan yapılarıyla yer altı su akiferlerinin bozulması, hidrojeolojik bağlantılarının kesilmesi, suyun yeterli, etkili, verimli kullanılmaması, sanayiden tarıma, tarımdan evde içme suyu amaçlı kullanıma kadar bu olumsuzluğu daha da şiddetli hale getirebilir.”

Çanakkale’deki su krizi, Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan kuraklık sorununun önemli bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar, acil ve etkili önlemler alınmazsa, benzer sorunların daha geniş coğrafyalarda yaşanabileceği konusunda uyarıyor.



