Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türk yükseköğretim sisteminin son yıllarda kaydettiği büyük gelişmeyle uluslararası arenada dikkat çektiğini belirterek, “Yükseköğretim sistemimiz ‘uluslararası görünürlük kazanan bir model’ olarak takdir görüyor. Yükseköğretimde başlattığımız dönüşümü sürdürerek ülkemizi küresel rekabette daha da üst seviyeye taşıyacağız” dedi.
Finlandiya Basınından Türkiye’ye Övgü
Finlandiya’nın önde gelen gazetelerinden Helsingin Sanomat‘ta yayımlanan bir analizde, Türkiye’nin yükseköğretim alanında attığı stratejik adımların meyvelerini vermeye başladığı vurgulandı. Jukka Eero Wuorinen imzalı yazıda, Türk yükseköğretim sisteminin bazı önemli konularda Finlandiya’nın önüne geçtiğine dikkat çekildi.
Yazıda, Türkiye’nin yükselişinin temel nedenleri arasında şu faktörler sıralandı:
- Türkiye’de son 20 yılda üniversite sayısının ve kontenjanların artmasıyla yükseköğretime erişimin kolaylaşması
- Türk öğrencilerin, Avrupa’daki pek çok akranına kıyasla daha erken yaşta mezun olarak iş gücüne daha hızlı katılması
- Mesleki programları çeşitlendirerek esnek eğitim fırsatlarına sahip olması
Türk Öğrenciler Diplomalarını Daha Erken Alıyor
Analizde, Finlandiyalı gençlerin yükseköğrenimi diğer ülkelere göre daha geç yaşta tamamladığı, buna karşın birçok ülkenin doğrudan iş hayatına odaklanan 2 yıllık mesleki programları benimsediği belirtildi. Yazıda şu çarpıcı ifadelere yer verildi:
“Finlandiya’da diplomaların çoğu 30 yaşına yaklaşırken alındığından, ülkeler arası karşılaştırmalarda 25-34 yaş grubunun değil, 30-34 yaş grubunun dikkate alınması gerekir. Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre, bu yaş grubunda Finlandiya’da yükseköğrenim diplomasına sahip olanların oranı genellikle 25-34 yaş grubuna göre 4-6 puan daha yüksek. Seviye AB ortalamasına yakındır. Türk öğrenciler Finlandiya’ya göre diplomalarını daha erken yaşta alıyor ve bu, uluslararası kıyaslamalarda Türkiye’nin lehine bir tablo yaratıyor.”
Özvar: Sektörel İhtiyaçlarla Uyumlu Yeni Bir Dönem Başlattık
YÖK Başkanı Özvar, yükseköğretim programlarında çok boyutlu bir dönüşüm süreci yürüttüklerini, bu kapsamda özellikle Meslek Yüksekokulları’nda (MYO) sektörel ihtiyaçlarla uyumlu yeni bir dönem başlattıklarını belirtti. Özvar, “Bu dönüşüm sürecinin merkezinde yetenek veya beceri açığını kapatmak üzere üniversite-sektör iş birliğini güçlendirme anlayışı bulunuyor” dedi.
Sanayinin ve iş gücü piyasalarının ihtiyaçları çerçevesinde yazılım, yapay zeka ve dijital teknolojiler, dijital beceriler ve yeşil dönüşüm odaklı MYO programlarını ön plana çıkarmaya devam edeceklerini kaydeden Özvar, “Yükseköğretim çağındaki gençlerimizin çağın gerektirdiği yetkinlik ve donanıma sahip olarak yetiştirilmesi ana hedeflerimizin başında geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Özvar, yükseköğretim sisteminde attıkları stratejik adımların sadece sayısal göstergelerle ölçülen bir sonuç olmadığını, aynı zamanda gençlere ve geleceğe yaptıkları yatırımın somut göstergesi olduğunu vurguladı. “Ülkemizin geleceği olan gençlerimizin yetkinliklerini ve mesleki becerilerini artıracak yenilikçi programlar geliştirmeye devam edeceğiz. Amacımız, ülkemizin yükseköğretimdeki yükselişini daha da üst seviyeye taşımak ve dünya standartlarında bir model olmaya devam etmektir” ifadelerini kullandı.