İstanbul’da Gerçekleşen Operasyon Sonrası Aktivistler Serbest
Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan 14 Türk aktivistin Adli Tıp Kurumu’ndaki sağlık kontrolü ve ifade işlemleri sona erdi. Adli Tıp Kurumu önünde yakınlarıyla buluşan aktivistler buradan ayrıldı.

Operasyon Süreci ve İstanbul’a Getiriliş
Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan, aralarında 14 Türk aktivist, THY uçağıyla İstanbul Havalimanı’na gelmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında aktivistler, sağlık kontrolünden geçirilmek ve ifadeleri alınmak üzere Bahçelievler’deki Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na getirilmişti. Sağlık kontrolü ve ifade işlemleri tamamlanan aktivistler, Adli Tıp Kurumu önünde yakınlarıyla buluştuktan sonra ayrıldı.

Aktivistlerden Çarpıcı Açıklamalar
Aktivist Ömer Faruk Narlı, yaşadıkları zorlu süreci şu sözlerle anlattı: “Orada tabii gemimize el kondu. Fiziksel bir sürü şiddete maruz kaldık, onların tamamını ifade ettik az önce içeride. Burada bizim ismimizin pek bir önemi yok. Şunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor. Halihazırda Gazze’de katliam devam ediyor, soykırım devam ediyor.”
Gazze’deki Durum ve Çağrı
Narlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün 7 Ekim itibarıyla başlayan soykırımın yıl dönümü, iki yıl oldu. Fiziksel adımlar atılması gerekir. Mutlaka tüm devletlerin katılımıyla bir barış gücü ordusu oluşturulmalı. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim. İsrail’in anladığı dil silah. Bebek katletmekten başka yaptıkları bir şey yok.”

Uluslararası Tepkiler ve Türkiye’nin Duruşu
Küresel Sumud Filosu olayı, Türkiye’nin Filistin meselesindeki kararlı duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi. Aktivistlerin İstanbul’a getirilmesi ve adli süreçlerin tamamlanması, Türk yetkililerin vatandaşlarının güvenliğini ön planda tuttuğunu gösterdi. Öte yandan, aktivistlerin Gazze’deki insani duruma dikkat çeken açıklamaları, uluslararası toplumun bölgedeki insani krize müdahale etmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı.
Türkiye, Filistin davasına verdiği destekle uluslararası arenada önemli bir rol oynamaya devam ederken, bu tür insani yardım girişimleri de Türk sivil toplumunun küresel meselelere olan duyarlılığını ortaya koyuyor.
